Hz. Ömer’e ey Hattaboğlu Ömer takva sahibi olmak nasıl mümkündür? diye sorulur O da: “ Siz hiç dikenli bir yolda yürümediniz mi? ” diyerek cevap verir. İşte bu menkıbe vermek istediği anlam üzere düşünülmeli ve hayatımıza güzelce tatbik edilmelidir. Nitekim yine Hz. Ömer : “İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadığı gibi inanmaya başlar” demektedir. Maalesef her birimizde şöyle bir düşünce var. Sanki bu tür hadisler, menkıbeler sadece camide, mescitte uygulanması gereken kurallarmış gibi düşünülür, kabul edilir.. Halbuki gerçek böyle değildir. Kişi kendiyle baş başa iken de bu kurallar geçerlidir. Ve bizler bu kuralları günlük hayatımızda da uygulamak zorundayız
İnternette insanlarla sohbet etmek ilk bakışta zararsız, masum ve dinen sakıncasız gibi gözükmektedir hele ki İslami Sohbet, İslami Chat diye adlandırılan sohbetler ki bunlar bizlere daha çekici gelmektedir. Aslında tam tersidir. Birçok kişi farkında olmadan, internette kendisi ile baş başa olmanın verdiği rahatlıkla dikenli bir yolda olduğunu unutup sakınmadan yürümektedir. Nasıl mı? Şöyle ki, sohbet etmeye başlayan bir genç ilk önce kendini yanlış bilgilerle tanıtır. Hiç yalan söylemese ismini yanlış söyler. Kendini olduğundan çok çok daha farklı biçimlerde tanıtabilir ve biz bu insanları yalnızca bize anlattıkları, gösterdikleri taraflarıyla tanırız. İşte ilk dikene dokunuldu ve yalan söylendi. Hani dikenli yolda yürüyorduk? Tabi ki unutuldu ve yalan söylendi. Bu, en doğru insanın yaptığı en küçük gibi gözüken büyük bir hatadır.
İnsanlar internette sohbet ederek yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmektedirler. Ve gerçek hayatta büyük günahlardan olarak bilinen yalanı bir çırpıda söyleyiverirler.
Aynı zamanda kaynağını bile bilmedikleri veyahut Hadis kitaplarında geçip geçmediğini bilinmediği hadisleri paylaşmaya başlar; Kur’an da geçip geçmediği bilmediği ayetleri paylaşmaya başlar. Çok kolay bir şekilde şu haramdır, bu helaldir şeklinde ifadelere sıkça yer verilir. Halbuki ALLAH Nahl suresi 116. ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır ; “Kendi dillerinizin uydurmasıyla ALLAH’a iftira ederek, bu helaldir şu haramdır demeyin.Çünkü ALLAH’a karşı yalan düzenler asla kurtuluşa erişemezler.”
Hata yapılan diğer bir konu ise karşı cinsle yapılan sohbettir. Sohbet ortamlarına girişte bayan erkek ayrımı yapılamadığından hem bayanlar hem de erkekler bu odalarda birbirleriyle sohbet edebilmektedirler. Gerçek hayatta haremlik-selamlığa çok dikkat eden, bayanlarla aşırı muhabbetin kalbi karartan kötü bir uzlet olduğunu düşünen bir genç dahi olsa internette bir bayanla gayet rahat bir şekilde sohbet edebilmektedir. Neden çünkü özel sohbet odasında onunla baş başadır. Eğer kendi kendini kontrol edemezse, onu kontrol edecek bir kimse bulunmamaktadır. Nitekim biz biliyoruz ki bir bayanla erkek yalnız kaldıklarında üçüncü kişi şeytandır. Fakat bizler hemen “İnternetteyiz karşımdakini görmüyorum, ona dokunmuyorum. Bunun neresi yanlış?” diyerek savunma mekanizmamızı harekete geçiririz. Fakat kişi neden hemcinsiyle değil de karşı cinsiyle sohbet ettiğini kendisine dahi bir türlü açıklayamaz. Daha doğrusu açıklamak istemez. Madem internetteyiz neden özel konular rahat bir şekilde konuşulabiliyor? Neden iki taraf da gerçek hayatta asla giremedikleri konularda rahat bir şekilde konuşabiliyorlar? Neden kendilerine ait mahrem bilgileri birbirlerine verebiliyorlar? İşte, demek oluyor ki iki kişi sohbet ediyor gibi gözükse de üçüncü kişi şeytandır.
Konuşulan insanların büyük çoğunluğunun yüz-yüze görüşme ihtimali olmadığı için oldukça rahat davranılıyor. Aslında bu durum ahlaka da ters düşmektedir. Bayan ve erkek cinslerinin arkadaş olmalarının dinimizce mümkün olmadığı hiçe sayılarak sanal ortamda erkek ve bayan arkadaşlıkları kurulmaktadır. Niyet temiz de olsa şeytan vesvesesiz durmaz ki...
İlk başta bacım,kardeşim,ağabeyim şeklinde başlayan muhabbetler bir süre Ayet ve Hadislerden devam eder. Adeta birbirleri arasında kendilerini beğendirme yarışı başlamıştır bile. Ve sonrası malum… Daha sonraki muhabbetler aşkım, canım vs. ifadelerle devam etmektedir.
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden İslam Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Eskicioğlu’nun konuyla ilgili görüşleri şöyle: “İradeli her hareket dindir. İradeyle yapılmış her davranışın hesabı verilecektir. Hanefi fakihi Serahsi, bir kadınla erkeğin edep dairesinde karşılıklı oturup konuşmasında bir sakınca görmez. Ben de bunu savunuyorum. Chat belki karşılıklı konuşma değil. Ama internette kadın-erkek karşılıklı sohbet ettiğinde; birinden biri konuşulanlardan etkilenip tahrik olabilir, çünkü zamanla sohbetlerin nereye gideceği belli olmaz, bunun garantisi yoktur. İnsan iradesi zayıftır. Kişi kendini kaptırabilir. Birey ancak nikâhlı eşiyle paylaşabileceği mevzuları sanal ortamda konuşuyorsa psikolojisi, sosyal düzeni bozulur, dinen de kaybedenler arasında olur. Kadın ya da erkek ilgi, sevgi ihtiyacını sanal ortamda karşılıyorsa; eşine karşı bağlılığı her geçen gün azalır ve evlilik biter. İslam dininde aklı, malı, nesli, korumak esastır.”