Tefsir Çeşitleri:
Tefsir; rivâyet, dirâyet ve işarî olmak üzere 3 kısımdır.
a. Rivâyet Tefsiri: Kur’ân’ın âyetlerini peygamberimizden, sahâbe ve tabiinden nakledilen rivâyetlerle yapılan tefsirdir.
b. Dirâyet tefsiri: Arapça dil bilgisine ve gramerine, Arap edebiyatına (belagatına), usul-i fıkıh kurallarına dayanarak âyetlerin ibarelerini şerh etme tarzındaki tefsirdir. Bu tefsir de rivâyetlere mutlaka istinat eder, ama naklin olmadığı yerde dil bilgisi ve usulü fıkıh kurallarına dayanarak içtihat devreye girer.
c. İşarî Tefsir: İşari tefsir “İlk anda akla gelmeyen fakat tefekkürle âyetin işaretinden kalbe doğan mânâ” diye tarif edilmiştir. (İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi, c.2.s.9.)
İşarî tefsirler, Kur’ân’ın zahir mânâsından başka bir mânâ taşımadığını iddia eden Zahiriler haricindeki İslâm âlimlerinin ekseriyeti kabul etmiştir. (Bkz.age, c.2, s.11.)
Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Kur’ân
daki her âyetin bir zâhiri, birde bâtını vardır. Her harfin bir haddi, her haddin de bir matlaı vardır.” (İbn Hibban, Taberani, Ebu Yala, Bezzar, Beyhaki. Hadis İbn Mes’ud (ra)’dan sahih ve hasen isnatla rivâyet edilmiştir)
İşarî tefsir sahibi [âyete] kendi verdiği mânânın dışında zahir bir mânâ olmadığını iddia etmez, nasların zahirleri üzerine yüklenmiş bulunduğunu, fakat bir iç ve öz mânânın da âyette mündemiç olduğunu söyler. Onlara göre Kur’ân dış mânâsından başka bir çok mânâlar taşır. (age, s.10)