Nedir iNŞiRAH ??
Önce Kur’an’ı Kerime dönelim ve oradan okumaya çalışalım.
Biz senin göğsünü inşirah etmedik mi?.. İndirmedik mi üzerinden ağır yükünü?.. (İnşirah-1/2)
Birbirini tamamlayan DUHA-İNŞİRAH SURELERİ insan psikolojisi ve özde düşünme nokta-i nazarından elbette uzun uzun incelemeye, tetkik edilmeye değer sırlı boyutlar içeriyor.
Arapça da Şe-Ra-Ha kökünden gelen İnşirah; Yarılma, Kesilip Açılma, Deşilme, Cerrahi Müdahale anlamlarına geliyor.
Terim olarak herhangi bir ilmî eseri açıklamaya da ŞERH ETMEK tabirini kullanıyoruz.
İlim veya gönül ehli bir Hak Sevdalısı, bir kitabı alıyor, cümleleri yararak içlerinden derin-sırlı manalar çıkarıyor.
Rasül,ömrünün farklı dönemlerinde 3 ayrı inşirah yaşamış:
1-Süt Anne Halime’nin yaylasında 2-4 yaşlarında iken; çocuklarla oynadığı esnada Cebrail’in gelerek sinesini yarması, kalbini alıp yıkaması ve sonra yerine koyması şeklinde tasvir edilen olay.
2-İlk Vahyin gelişi sırasında Hira mağarasında Cebrail’in “OKU” diyerek sıkması şeklinde uygulanan inşirah.
3-Mi’rac arifesinde İsra(gece yürüyüşüne) çıkmazdan önce Kabe’de dua ederken uygulanan İnşirah.
Bu 3 inşirahın zamanlamaları ve uygulanma biçimleri nasıl bir mana fısıldar, bu da inceden inceye düşünülmeli!...
Altını çizmek istediğimiz nokta; inşirahın sanıldığı gibi birden bire işlerin düzelmesi, hayat konumunun yükselmesi, maddi sıkıntıların bitivermesi,acının birden bire sevince dönüşmesi olmadığıdır!..
İnsanımız iç huzuru yada feraha çıkmak deyince, maddi-sosyal konum itibarı ile yokuştan düze çıkmak, âmiyâne tabirle köşe dönmek, hayatının en büyük şansını kucağında bulmak gibi bedensel rahata dönük manalar anlıyor.
Oysa inşirah bu değil!... İnşirah; tamamen gönle, evrensele, ukbâya, ebediyete dönük bir kavram.
Bu çerçevede kelime kökündeki manadan da istifade ederek inşirahı anlamaya çalışalım.
Lügat anlamından girersek inşirah; bir ameliyat!... Ameliyat ise; bıçak, acı, kan, iğne, uyuşma, kendinden geçme, var olana müdahale, dokuyu bozma, organı değiştirme, iç bünyede mevcut cerahati, irini, uru söküp alma demek!..
Kolay mı ameliyat?
Güle oynaya ameliyat masasına yatan gördünüz mü hiç?..
O halde İnşirahın manası bizim bildiğimiz türden bir rahata kavuşma değil.
Ya ne öyleyse?..
Cebrail; CEBBAR isminin mazharı..
Cebbar ne demek Esma-i Hüsna’dan okuyalım:
EL-CEBBÂR Kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan; Dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan... Bu ism-i şerif cebir maddesindendir.
Cebir, "Kırık kemiği sarıp bitiştirmek,eksiği bütünlemek" mânasına geldiği gibi, "icbar etmek", yani, "zorla iş gördürmek" mânasına da gelir.
Bu mânaya göre ALLAH Teâlâ Cebbâr'dır.
Yani, kırılanları onarır, eksikleri tamamlar, her türlü perişanlıkları düzeltir, yoluna kor.
Cebbâr'ın ikinci mânasına göre de; ALLAH Teâlâ kâinatın her noktasında ve her şey üzerinde dilediğini yaptırmağa muktedirdir. Hüküm ve iradesine karşı gelinmek ihtimali yoktur.
Evet okuduk değil mi?.
Şimdi çıkaracağımız sonuçlar mı? Maddeleyerek çözüme gidelim:
1-İnşirah; bir ameliyattır.
2-Her ameliyatta bıçak, acı, sızı, yara olur.
3-Ameliyatı yapan doktor hastaya sormaz, bildiğini okur. Acıta acıta yapar dilediğini!..
4-Dertten arınmak isteyen; gönüllü yatar doktor önüne.
5-Ameliyatsız dert, cerahat, ur atılmaz bünyeden.
Şimdi iç huzuru ve hakikati kuşanarak selamete erme manasına olan inşirahın nasıl geliştiğini tespite çalışalım.
1-Size cebir uygulanacak, Cebrail’iniz gelecek: Cebrail vahyi getirirken ve gönlüne inşirah verirken sıktı Rasülü. Öylesine sıkılır bunalırdı ki simasından terler akar, bedeni binlerce volt cereyan verilmişçesine titrer dururdu.
Hakiki huzura ermek için birileri veya bazı olaylar sıkacak sizi. İş kaybı, yakının ölümü,uzun süreli bir hastalık, iflas, dışlanma, aşağılanma olarak sıkacak sizi Cebrail.
Böyle bakarsanız olaylara, her sıkıntı; yeni manalar için bir ameliyat size. Her sıkıntı; gönül huzurunuza kapı açacak bir eşik aslında.
2-Belanız gelecek ve mutlaka acıtacak: Evet,acısız ameliyat yok. Belalarla sınanacak, acı duyacaksınız. Duyacaksınız ki; gece yarısı seccadeler ıslansın!...
Acıyacak ki; şimdiye kadar acı verdiklerinizin halini bilebilesiniz.
Yoksa nasıl anlayacaksınız hayatı?..
Deneneceksiniz!...
Tutunduğunuz değerlere bıçak sokacaklar.
İtibar, makam, şöhret, unvan ne varsa yara alacak.
Çünkü bunlar sizin urlarınız. Onlarla yaşamak güzel görünse de sizi tüketen şeyler onlar! Haktan perdeleyen örtüler. O örtüleriniz yırtılacak, paramparça edilecek!..
3-Doktorunuz bulacak sizi: Kendi kendine evde yatarken olmayacak bunlar. Doktorunuz bir günmutlaka karşınıza çıkacak.
Mevlana’ya Şems, Yunus’a Taptuk, Mecnuna Leyla kisvesi ile gelen İnşirah Uzmanı, bir şekilde size de gelecek.
Seveceksiniz, bel bağlayacaksınız Ona. Ama benliğinize neşter saplayan da O olacak. Sizi sevdiği için yapacak bunu. Önce anlayamayacak; acımasız, hatta gaddar bulacaksınız Onu.
Acı geçip yara kapandıktan sonra size verdiği hazineyi fark edeceksiniz. Teşekkür edeceksiniz, minnetle önünde eğileceksiniz belki ama işi bitince çekilecek O. Yada “Benden bu kadar haydi gündelik hayatına dön” diyerek kibarca kovacak sizi. Tıpkı Taptuk’un Yunus’a yol verişi gibi!..
4-Gönül Verirseniz İnşirah Olur: Doktoru sevmeden, güvenmeden bıçak altına yatılır mı? Seveceksiniz Onu… Aşık olacaksınız hatta. Tıpkı geçmiş erenlerin mürşidlerine, maşuklarına kapıldıkları gibi. Gönül vereceksiniz, teslim olacaksınız.
Böyle olunca O, hakikat neşteri ile girecek nefsinize. Benliğinizde ne varsa bir bir deşerek çıkaracak. Aşk narkozu ile uyuşan gönlünüz katlanacak bu acıya.Uyanınca acıyacak, kıvranacaksınız. Bazen “Ne acımasız doktormuş,cerrah mı kasap mı, ben bunu nasıl sevdim, nasıl da güvendim?..” diyeceksiniz.
O günlerde fark etmeyeceksiniz belki ama sonraki günlerde sizi ameliyat eden cerrahın kendi odasında acınıza ağladığını, sızınızı aynıyla duyduğunu öğreneceksiniz.
“İyi ki güvendim,iyi ki sevdim” diye bir kere daha sevineceksiniz.
Yunus’u “Sen dünya kokuyorsun!” diye kovalayan Taptuk, günlerce ağlamış, Yunus hasretinden âmâ olmuştu. Mevlana’yı bırakıp giden Şems, Şam sokaklarında nice günler acı ve elemle deli divane misali dolanmıştı.
5-İnşirah; Hakikat Yolunda Mecburi İstikamettir: İnsan kolayı sever. Şurup içmek varken iğne vurulmak istemeyiz. Kolay yoldan sağlığına kavuşmak elbette iyidir. Fakat hakikat yolunun zorunlu bir dönemecidir İnşirah..
Kolay yolu olsa Rasüle uygulardı ALLAH!... 3 kere inşiraha uğradı Rasül. 3 yaşında iken yarıldı kalbi. 40 yaşında Cebrail kaburgalarını çatırdatırcasına sıktı inşirah için. Gecenin bir yarısı Mirac öncesi yine Mescid-i Haram’da yaşadı.
Rasülün bu yaşadıklarını kendi hayatınızda düşünün. Cebrail hangi suretlerde sizi sıkarak inşirah vermek istedi, yada hala istiyor, iyice bir düşünün!..
O halde geçilecek bu geçit. Hiç kaçarı yok dostlar! Yol devam etsin, menzile erilsin diye geçilecek!...
***
İnşirah istiyor musunuz?
Cebbar isminin sizde tecellisini istediğinizin farkındasınız değil mi?
Kırıkların onarılmasını, eksiklerinizin zorla tamamlatılmasını istiyorsunuz.
Bir gönül ameliyatı istediğiniz!...
Acısız, ağrısız, sancısız ameliyat yok. Fakat siz yine de isteyin. Korkmayın. Bu ameliyatın cerrahı; Rahim’dir. Merhametinden ameliyat eder sizi.
Önce AŞK narkozu ile uyuşturur, sonra benlik adına ne illet varsa söküp alır içeriden.
İnşiraha erenlerden olmanızı diliyorum… (AMİN)
__________________