İslam Güzel Ahlaktır
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İslam Güzel Ahlaktır

İslam Güzel Ahlaktır
 
Anasayfaçalışan gençlikGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 2 mürside gitmekteki maksad

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 318
Kayıt tarihi : 14/03/09

2 mürside gitmekteki maksad Empty
MesajKonu: 2 mürside gitmekteki maksad   2 mürside gitmekteki maksad Icon_minitimePerş. Mart 19, 2009 10:48 pm

Mürşide gitmekten maksat, Allah rızasına ulaşmak, kötülükten kaçmak, hasta kalbe ilaç, garip gönle gerçek bir dost aramak, kısaca manevi bir hicret yapmaktır.

Resûlullah (s.a.v) Efendimiz:



“Fitneler etrafı sardığı bir zamanda ibadete yönelen kimse, sanki bana hicret etmiş gibidir.”12 buyuruyor.

Bir mürşide giden kimse, fitneden kaçıp hak yolundaki cemaate koşmakta, isyandan kaçıp takvaya sarılmaktadır. Bu, Allah ve Resûlü için yapılmış bir hicret çeşididir. Bu hicretin sonu Allah rızasıdır.

Kâmil mürşid yeryüzünde en şerefli, en kıymetli, en gerekli ve en zor işi üstlenmiştir. O aynı zamanda en büyük bir emaneti taşımaktadır. Çünkü kâmil mürşid Hz Peygamber’in (s.a.v) varisi olarak takva imamlığını ve insanları terbiye işini yürütmektedir.

Mürşide gitmenin en önemli hedefi, bu iman ve irfan kervanına katılıp imanımızı muhafaza etmektir.

Büyük veli İmam Kuşeyri (k.s), mürşidin gerekliliği hakkında şöyle diyor:

“Hakkı arayan kimse, bulunduğu yerde kendisini irşat edecek bir kimse bulamadığı zaman, irşatla görevli zamanının mürşidine gitmeli, onun bulunduğu yere hicret etmeli; yanında kalmalı, terbiye olup kendisine izin verilene kadar kapsından ayrılmamalıdır.”13

Takva yolunda imam olan bir arifi sevmek ve desteklemek imanın bir parçasıdır. Şu hadis-i şerifteki müjdeye bakınız:



“Kim Allah yolundaki bir imamı desteklemek ve yüceltmek için yanına giderse, o kimse Allah’ın himayesinde olur; bu uğurda göreceği her sıkıntının sevabını Allah verir.” 14



Allah için Çıkılan Yolun Sonu Cennettir

Bir Allah dostunu ziyaret etmenin ilk faydası, Allah için sevginin ve ziyaretin sevabına ulaşmaktır. Allah için sevilen bir Müslüman kardeşi ziyaret etmenin hediyesi ilahi muhabbet ve Cennettir. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz bu konuda şu müjdeleri vermiştir

“Size Cennet ehli olanlarınızı haber vereyim mi? Bir şehrin (memleketin) öbür ucunda bulunan din kardeşini Allah rızası için ziyaret eden kimse Cennetliktir.” 15

“Allahu Teala buyurur ki: Benim için birbirini sevenleri, birbirini arayıp soranları birbirini ziyaret edenleri, birbirine ikramda bulunanları, bir araya gelip meclis kuranları muhakkak ben de severim.” 16

“Kim bir hastayı ziyaret ederse veya Allah için sevdiği bir kardeşini ziyarete giderse, görevli bir melek yoluna çıkıp: Güzel bir iş ettin, bu yürüyüşün hoş oldu, Cennette kendine bir ev hazırladın, sana müjde olsun! diye seslenir.”17

Allah için sevginin ve ziyaretin bundan başka bir hediyesi olmasa bile, bu kadarı insana yetmez mi? Allah’ın bir kulunu sevmesinden, ondan razı olup cennet ve cemalini seyretme nimetini vermesinden daha güzel ne vardır?

Hele bu ziyaret edilen kimse, hâlkın irşadı ile görevli bir Allah dostu olursa, ziyaretin fazilet ve bereketi daha fazla olur.

Allah dostu deyince, hemen keşif ve keramet aranmamalıdır. Kâmil mürşidin en büyüt alameti Kur’an ve sünnet ahlakı üzere yaşamasıdır. Havada uçmak, suda yürümek, ateşi yutmak, bir anda dünyanın öbür ucuna gidip gelmek gibi şeyler, veli olmak için şart ve lazım değildir. Allah’ın izniyle bunlar mümkün şeylerdir, fakat bu tür şeyler velide bulunmadığı zaman, o bir noksanlık değildir. Velide ilahi aşk ve edep lazımdır. Buna kısaca istikamet denir.

Bir kimse bu yolun büyüklerinin elinden tutup irşat halkalarına girince, Sadat-ı Kiram’ın himmet ve tasarrufları altına girmiş olur. Bu himmet ve bereket onun kalbinde ilahi muhabbet meydana getirir.

Bunun bir sonucu olarak o kimsede günahlardan şiddetle kaçınma duygusu ve ibadetleri tatlılıkla yapma arzusu oluşur. Bu büyüklerin meclisine katılan insanın ruhu sevinir, kalbi rahatlar, gönlü huzurla dolar. İnsan Rabbül alemine kulluk yapmanın sevincini yaşar. İşte bu, Yüce Sadatların elinden tutmanın bereketiyle Allahu Teala’nın kuluna ikram ettiği bir hâldir. Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimize varis olan bu Allah dostlarının eli, Resûlullah (s.a.v) Efendimizin elini temsil etmektedir. Onlara tutunan kimse hiç kopmayan nurlu bir halkaya tutunmuş olmaktadır.

Nakşibendi büyükleri, insanın terbiyesi için üç şeyin elde edilmesini gerekli görmüşlerdir. Bu üç temel esas muhabbet, ihlas ve teslimiyettir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://calisangenclik.forummum.com
 
2 mürside gitmekteki maksad
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İslam Güzel Ahlaktır :: İslami İlimler :: Tasavvuf-
Buraya geçin: