İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ
İslamiyet, Musevilik( Yahudilik) ve Hıristiyanlık dinleri gibi tek tanrılı ( ilahi ), kitabı olan bir dindir. İslamiyet, yeni bir din değil, bugüne kadar tebliğ edilmiş ilahi dinlerin sonuncusu ve son şeklidir. İslamiyet’ten önce tebliğ edilen dinlerin, kitaplarının aslı kaybolmuş, insanlar peygamberin tebliğ ettiği esaslar dışına çıkmış, böylece semavi dinlerin özü değişikliğe uğramıştır.
Ayrıca insanlar arası sosyal sınıflar ( Asiller, din adamları ) Hıristiyanlıkta görülmüştür. İslamiyet bu sınıflaşmaya son vermek üzere tebliğ edilmiştir.
İslamiyet, insan haklarına, akla verdiği önem, dünya ve ahiret hayatını dengede tutması ile kısa sürede sosyal, siyasi ve ilmi başarılar sergilemiştir.
İslamiyet’in Doğuşu Sırasında Dünyanın Genel Durumu:
İslamiyet, Hz. Muhammed’e 610 yılında Hıra Dağı’nda tebliğ edilmiştir. 610-632 yılları içerisinde İslamiyet sağlam temeller üzerine oturtulmuştur.
ASYA:
Bizans İmparatorluğu: ( 395 – 1453)
Roma İmparatorluğunun 395’te Kavimler göçü sonucunda ikiye ayrılışı ile kuruldu. Doğu Roma ( Bizans= İstanbul )
İstanbul merkezli Bizans İmp. luğu ,Latin Devleti olarak kurulmuşken, zamanla Yunan tesiri altına girmiş ve bir Doğu Devletine dönüşmüştür.
Balkanlar, Türkiye, Suriye, Filistin, Mısır üzerinde hakimiyeti vardı. Devrin en güçlü devleti olarak göze çarpar.
Doğu da Sasaniler’le, Balkanlarda da Türk Boylarıyla uğraşmak mecburiyetinde kalmıştır.
Bizans, İslamiyet’in karşısında Hıristiyanlığın savunucusu idi.
Bizans’taki Heraklius hanedanı , İslamiyet’in doğduğu dönemde zayıflamaya başlamıştı.
Din ve İnanış:
Hıristiyanlığın savunucusu konumunda olan Bizans Ortodoks mezhebini benimsemiştir.
Ortodoksların dini lideri PATRİK idi. İstanbul’da otururdu.
Ortodokslar, Hz. İsa’nın emirlerini en doğru ve aslına uygun bir şekilde uyguladıklarını iddia ederler.
Hz. Muhammet, çağdaşı Heraklius’u ( 610- 641 ) İslamiyet’e davet etmiştir.
SASANİLER ( 224- 651)
İran’da 226 da kurulan bir Fars Devletidir. Başkent Madain’dir.
Bizans’tan sonra devrin ikinci büyük devletidir.
İstanbul’u kuşatmışlar, Mısır, Suriye, Filistin ve Yemen’e kadar yayılmışlardır.
En ünlü hükümdarları Anuşirvan’dır.
Hz. Muhammet, çağdaşı II. Perviz’i ( 589- 628 ) İslam’a davet etti, fakat kabul görmedi.
Din ve İnanış:
İran’da halkın çoğu ZERDÜŞT dinine inanırdı.
Zerdüşt: İyilikle, kötülüğün mücadelesi esasına dayanan dindir.
İyilik Tanrısı Ahuramazda ( Hürmüz), Kötülük Tanrısı Angramanyu ( Ehrimen ) idi.
İyilik Tanrısı için tapınaklar yapıyor, buralarda ateş yakarak tapınıyorlardı.
Ateşgede denilen bu yerde ateş hiç söndürülmezdi.( Ateşgede de ateşler, Hz. Muhammet in doğduğu gün kendiliğinden sönecektir. – Mucizelerden )
Zerdüştlere Mecusi, ateşperest ( ateşetapan ) denir.
GÖKTÜRK DEVLETİ ( 552- 630/ 657 )
552 de Bumin Kağan tarafından kurulan Göktürk Devleti ; doğuda Çin, batıda Sasaniler ile mücadele etti.
Parçalanan Göktürk Devleti, 630 da Çin egemenliğine girdi.
İslamiyet’in doğduğu dönemde, güçlü bir yapısı yoktu. Taht ta Şipi Kağan vardı. 603-619
Din ve İnanış:
Gök Tanrı Dinine inanıyorlardı.
Tanrı tektir, kainatın yaratıcısıdır. Ahiret inancı vardır.
Yazılı dini kaynakları ve ruhban sınıfları ( görevlileri ) yoktur.
HİNDİSTAN
Hindistan’da çeşitli kavimler yaşamaktaydı.
Tarih boyunca, çeşitli etnik unsurlarca istilaya uğramıştır. MÖ.1200 de Ari istilası burada Kast Örgütünü kurmuştur.
İslamiyet’in yayılışı sırasında siyasi birlik yoktu. Hakimiyet yerel güçler ( derebeyler ) arasında dağılmıştır. Kast etkendir. KAST;Halk arasında toplumsal uçurumlara nedendir.
Brahmanlar ( Din Adamları) Kşatriyalar ( Hükümdar Ailesi )
Vaysiyalar ( Tüccar, Çiftçi) Südralar ( İşçi ) Paryalar (Köle )
Sınıflar arası geçiş yoktu. Bu yüzden Hint halkı gelişmemiştir. Bu sebeple İslamiyet’in
“eşitlik İlkesi” etkili olacaktır.
Din ve inanış:
Hindistan’da en eski din Veda dinidir.(Hakimiyet-Savaş-Verimlilik üç temel prensibidir.)
Tanrılarına Deva, din adamlarına Brahman denirdi. Zamanla Brahmanların nüfuzları genişleyerek, Brahmanizm adını aldılar.
MÖ. VI. yy. 2. Yarısında Budizm görüldü. Din olmaktan çok felsefi bir düşüncedir.
İyilik yapmalı, kötülükten kaçmalı, dünya nimetlerine tamah edilmemelidir. Bunları yapan sonsuz huzura kavuşur. Bu Nirvana’dır.
Nirvana: Dünyevi isteklerin, kin, nefret ve tutkuların yok olmasıdır. Bu inanışta tanrı kavramı yoktur.
ÇİN:
Güneydoğu Asya’da yer alır. Tunguz, Tibet, Hint ve Türk kültürlerinin etkisi ile Çin kültürü oluşmuştur.
Siyasi tarihleri, Türklerle mücadelelerinden ve iç karışıklıklardan ibarettir.
Din ve İnanış:
Konfüçyüs, Lao-Tzı ( Taoculuk) , Budizm gibi felsefi dinler hakimdi. İyilik, doğruluk, dostluk prensipleri idi.
JAPONYA :
Asya’nın kuzeydoğusunda yer alan dört büyük ve irili ufaklı bir çok ada üzerinde kurulmuştur.
İslamiyet’in yayıldığı dönemlerde merkezi idareden yoksundular. Adalar üzerinde kurulduğu için saldırıya uğramamışlardır. Kapalı bir uygarlıktır.
Ticaret yoluyla, komşu ülkelerin kültürlerinden etkilendiler.
Din ve İnanış:
Japonların milli dini ŞİNTO ( Tanrıların Yolu ) dur. Dinin özelliği, tabiatı sevmek, atalara saygı duymaktır.
Ayrıca Çin’den Budizm’i ve Konfüçyüs Dinlerini de kabul etmişlerdir.
AVRUPA:
İslamiyetin doğuşu sırasında , Ortaçağ da Avrupa’nın genel özellikleri :
1) Merkezi krallıklar yıkılarak, yerini küçük devletçiklere (feodalite = derebeyliklere) bırakmıştır. Buna sebep Kavimler göçüdür.
395 Kavimler göçü ile Roma imparatorluğu Batı-Doğu Roma şeklinde ikiye ayrılmıştır.
476’da Batı Roma imparatorluğu yıkıldı
Slav ve Germen topluluklar siyasi birliği bozdu. Kralların gücü yetersiz kaldı. Kargaşa ve güvensizlik hakim oldu
Büyük toprak sahipleri, şövalyeleri ve iyi savaşçıları etrafında topladı. Şatolar ve kaleler yaparak güvenliklerini sağladılar. Derebeylik(feodalite) ortaya çıktı. Ortaçağın yönetim şekli oldu.
2) Avrupa toplumu eşit olmayan sosyal sınıflara ayrılmıştır.
Himaye edenler (Süzeren)
Himaye edilenler (Vasallar) *Soylular , *Rahipler, *Burjuva, *Köylüler
3) Skolastik Düşünce (Dini düşünce) , Avrupa’da hakim oldu.
Kilise hakimiyeti söz konusu idi. Rahipler önem kazandı.
4) Avrupa’nın bütününe Hıristiyanlık hakim oldu. (Ortodoks – Katolik )
Orta, Kuzey ve Batı Avrupa milletleri : Katolik Papa / Roma
Doğu Roma ( Bizans ) İmp. , Balkan milletleri , Ruslar : Ortodoks Patrik / İstanbul
Orta Çağ da güçlenen Papalar dini işlerin yanında dünya işleri ile de uğraştılar.
Kral ve İmp. lara taç giydirerek , onlardan daha üstün oldular.
Papaların Yetkileri : Kilise kanunlarına karşı gelenler “ Aforoz” edilir. Papanın bir ülkeyi hükümdarı ile cezalandırmasına “ Enterdi ” denirdi. Hıristiyanlar günahlarından kurtulmak için papaların sattığı af kağıdını alırdı. Buna da “ Endüljans”denirdi.
5) Kilise, zamanla çok zenginleşti ve ayrıcalıklı bir sınıf haline geldi.
6) Güzel sanatlarda, bilim ve teknikte gelişme olamamıştır.
AFRİKA
VI. ve VII. Yy. da Afrika’nın tamamı bilinmiyordu. Kuzey Afrika’ da Mısır ve Habeşistan dini bakımdan önemli konumdaydı. Hıristiyanlık resmi din kabul edilmiştir.
Afrika’nın Akdeniz sahilinde Doğu Roma ( Bizans ) İmparatorluğu sayesinde Hıristiyanlık hızla yayılmıştır.
İslamiyet’in ilk yıllarında Müslümanlardan bir grup, Mekkelilerin baskıları üzerine, Hz. Muhammet’in izniyle Habeşistan’a göç etmişlerdir. Habeş İmparatoru Asmaha, Mekkelilerin isteğine rağmen, Müslümanları korumuş ve Mekke'ye iade etmemiştir.
İSLAMİYET’TEN ÖNCE ARAP YARIMADASI
Siyasi Durum
ARABİSTAN: Asya’nın güney batısında yer alan büyük bir yarım adadır.
Üç yanı dağlarla çevrili, iç bölümü çöllerle kaplıdır.
İklimi çok sıcak ve kuraktır.
İslamiyet’ten Önce Arabistan’da Kurulmuş Olan En Önemli Devletler;
Kuzey Arabistan: *Nebatlılar
*Tedmürlüler
*Gassaniler
Güney Arabistan: *Main
( Yemen ‘de ) *Seba
*Himyeri
İslam Öncesi Hicaz ( Mekke – Medine Bölgesi )
Siyasi birliği bulunmayan Arabistan’da kabile yaşantısı hakimdir.
Mekke: İslam öncesi Kabe= Beyt’ ül Lah ( Allah’ın evi ) kutsal sayılırdı. Arabistan’ın en önemli yerleşim ve ticaret merkezi Mekke’dir. Mekke’de “ Dar’ ün Nedve” denilen bir danışma kurulu yönetimi ile ilgili kararlar alırdı. En etkili egemen kabile Kureyş idi. Kabe’nin bakımından da sorumlu idi.
Medine: Halkı çoğunlukla Yahudi ve Hıristiyanlardan oluşurdu. Tarıma daha elverişliydi. Hıristiyan-Yahudi rekabeti ve çatışması vardı.
Din ve İnanış:
Putperestlik en yaygın din anlayışıydı. Her kabilenin ayrı bir putu vardı.
Kabe kutsal sayılır, Putları burada bulundururlardı.
Kabe’de en büyük put tanrıları; Lat, Menat, Uzza ve Hübel idi.
Araplar, haram aylarda ( kutsal aylarda ), Kabe’deki putlarını ziyarete gelirler, Ukaz denilen panayırlarında alışveriş yaparlardı. O yüzden Mekkeliler, putlardan ekonomik gelir elde ederlerdi.
Arabistan’da Yahudilik ve Hıristiyanlık dininden başka Hanif dini de görüldü.
Hanif:Hz.İbrahim’in dini olan Tek Tanrı İnancı hakimdi. Kabe’yi yapan kişi Hz. İbrahim’dir.
Sosyal ve İktisadi Hayat:
Sami ırkından olan Arapların çoğu göçebeydi. ( Bedevi idi.)
Göçebeler, at, deve, koyun, keçi besler, otlak için yer değiştirirlerdi.
Hicaz- Yemen bölgelerinde şehirlerde yaşayanlara Medeni denirdi.
Mekke’de Kabe’nin olması dini itibar kazandırırdı. Ticarette Mekkelilerin elindeydi. Tüccarlar, doğudan gelen malları, kervanlarıyla, Mısır, Filistin, Suriye’ye götürür ve satarlardı.
Medine’de tarıma elverişli yerler vardı. Evs ve Hazres kabileleri çiftçilik yapardı.
Kabileler, otlaklara ve su kaynaklarına sahip olmak için sürekli savaşırlardı.
Çok eşlilik hakim, kadınlara değer vermezlerdi.
Bilim, Edebiyat, Sanat:
Araplarda edebiyat çok yaygındı. Şiir ve hitabet sanatı gelişmiştir.
Modern anlamda bilim yoktu. Kabilecilik rekabeti Şecere ( Soy bilim) doğmasına neden oldu.
Bilgi yerine cahillik hakimdi. Onun için İslam öncesi döneme “ Cahiliye Dönemi” denilir.