Peygamberimiz (S.A.V.) hayatta iken herhangi bir mezhebe ve müctehide ihtiyaç duyulmuyordu. Çünkü peygamberimiz dogrudan meseleleri ve ilgili hükümleri asil kaynagindan, yani VAHY'den aliyordu. Dünya islerinde Peygamberimizin (S.A.V.) bazen kendi görüsünü ortaya koydugu vakidir. Yani bazi hususlarda kendileri içtihad ederlerdi. Ancak dini konularda buna gerek duyulmaz, Cebrail'in vahiy indirmesi beklenirdi.
Ashab devrinde de içtihada gerek görülmedigi gibi, mezheblere lüzum hissedilmemistir. Ashab'dan biri karsisina çikan bir mesele hakkinda kendinde bir çözüm bulamadiginda, onu arkadaslarina sorar, dogruyu ögrenip öylece cevap verir veya meseleyi çözerdi. Ancak Ashab-i Kiram fethedilen Islam ülkelerine dagilip her biri gittigi ülkede Islami yayarken ancak kendi bildiklerini ögretebildi. Zamanla Islam Devletinin sinirlari genislemis, ashab azalmis ve yeni yeni meseleler ortaya çikmis, böylece farkli görüsler ortaya çikmaya baslamistir.
Tabii'nin devrine gelindiginde ise meselenin önemi kavranmis ve ümmeti dinin kaynaginda birlestirip Vahdet'i saglamak için Peygamberimiz (S.A.V.)'in hadislerini toplama, tasnif, tahlil, birbirleriyle ve Kur'an ile karsilastirmak süretiyle hüküm çikarma çalismalarina girisilmistir.
Iste atilan bu ilk adimla birlikte ilim adamlari kollarini sivayarak ise koyulmustur. Ancak kendine güvenen ilim adamlari bu ise koyulurken "biz bir mezhep kuruyoruz, siz de bize uyacaksiniz" diye bir fikir, bir öneri ortaya atmak söyle dursun böyle birsey hatirlarindan bile geçmemistir. Su da unutulmamalidir ki, mezhepler arasindaki görüs ayriliklari teferruat meselelerde olup, dinin zaruri hükümlerinde ve te'vili mümkün olmayan "muhkemat"ta bütün hak mezheb alimleri ittifak içindedirler.
Mezhepler arasindaki farkliligin sebepleri nelerdir?
Sadece fer-i meselelerde olan farkliligin bazi sebeplerini su sekilde siralamak mümkündür:
A. Ayetlerden kaynaklanan farkliliklar:
Bazi ayetlerde kelimelerin mecazi veya hakiki manada kullanilip kullanilmadiginin farkli anlasilmasi
Bir kelimenin birden fazla manaya gelmesi
Ayette bir tahsisin olmamasi. Yani yapilacak ise bir sinirlamanin getirilmemesi
Emir ve nehiy ifadelerinin gerçek manada kullanilip kullanilmadigi hususu
Ayetlerdeki meselelerin net bir sekilde ortaya konmamasinin hikmeti kullarin akillarini kullanmaya tesvik için olabilecegi gibi Rabbimizin kullarina karsi kesin ve zorlayici bir çizgi çizmek yerine biraz esneklik birakmak suretiyle rahmet ve merhametli olusu da olabilir.
B. Hadislerden kaynaklanan farkliliklar:
Lügatten kaynaklanan farkli anlayislar. Arapça'nin çok ince bir lisan olmasi hasebiyle bir kelimenin bir harekesi manayi degistirir. Bir hadis birkaç okuyus sekliyle rivayet edildiginde imamlarin bunlardan birini tercih etmesi farka yol açar.
Mana ile rivayet caiz oldugu için bazi hadisler tami tamina Peygamberimizin agzindan çiktigi sekliyle degil de mana ile rivayet edilmistir. Ancak ravilerin ayni manaya geldigi düsüncesiyle önem vermedigi bir kelime bazan ayni hadisten farkli hükümlerin çikmasina sebep olmustur.
Imamlarin hadisleri anlamada birbirinden farkli olmasi. Bu, ya hadisin çok manaya gelmesinden ya da imamlarin anlayis seviyesinin farkliligindan kaynaklanir.
Ayni meselede farkli iki hadisin bulunmasi ve imamlarin bunlari degerlendirerek bir hüküm çikarmasi
Imamlarin hadis bilgisinin farkli farkli olusu
Peygamberimizin davranislarinin farkli anlasilmasi
Hadiste kastedilen mananin anlasilmamasi
Hadisin sahihligini tesbitteki metotlarin farkli olusu ve zayif hadisle amel edilip edilemeyecegi konusundaki görüs ayriliklari
Bunlarin yaninda örf ve adetin fetvalarin verilisindeki tesiri, sahabe sözlerine itibar edip etmeme ve degi$ik fetva metodlari farkli görüslerin olusmasina neden olmustur.
(RIBAT DERGISI, Yil:15, Sayi:170, Subat 1997, "Fikih Kaideleri"